Hani unutamadıklarımız vardır hayatın içinden programı gibi. Sürekli beynimizin bir bölümünü ona ayırmak zorunda olduğumuzu sandığımız.
İşte benimde beynimde ruhumda unutamadıklarım var ama nedense çoğu acı ve keder yüklü.
Sıyrılmak unutmak imkânsız acı kayıplar ağır sözler kandırılmalar insan yerine koyulmadığını hissettiğin anlar
Bunlarla yüklü içim birçoğuna eyvallah değişim olmuştur. Ama eyvallah diyemediklerim bunlar ne olacak
Hayatımda beynimin ruhumun içinde kor ateş gibi sönmeden yanan sönsün diye tuz döktüğüm mangal yüreğime tuz da alev alınca kime güveneceğim. Yanan tuz taneleri içimde gözenekler acıyor. Bunlar aşkın imzası mı? Yoksa görmek istemediğim kabullenmediğim, kabullenemediğim korktuğum sevilmediğim gerçeği mi?
Benimde hatalarım kırdıklarım
olmuştur hele hele cahil oluşum bazılarının gözünde değeri mi ufaltıyor
hissediyorum. Boş ver diyorum bir gün anlaşılırsın sevilirsin hatalarını kabul
ederler ya da tatlı bir dille öğretirler sana gerçekleri
Zaman akıyor ama yaş gidiyor ne zaman
kabulleneceğiz elimizdeki kıymetleri ne zaman sahipleneceğiz. Nedir bende eksik
olan nedir bende olumsuz olan para mı? Diplomamı? Nedir konuş benimle inan
anlarım insanım bende senin gibi
Sevgini mi hak etmedim gülümseme nimi
nerde hata yaptık yaptım demiyorum tek suçlu olmaktan yoruldum
Sene 92 sonbahar, kış, ilkbahar hep
sarılan koşan benimle olmaktan mutluluk duyan insan nerde. Nerde o ayrılırken ağlayan
sürekli mektuplar yazan evin telefonu çalsın diye dua eden nerde o insan.
Birlikte salça ekmek yediğimiz ama
gülüşmekten mutluluktan pirzola sandığımız dilimler yalanmaydı hayal mi bunlar
yoksa bilemiyorum
Neydi o zaman bizi bu kadar mutlu
eden paranın olmayışı bir birimize bağlılığımız başarma inancımız
Sene 2010 yıllar su gibi akıp gitti
neler aldı neler verdi bize evlerimiz oldu dökük sarhoş şoförü olan
otobüslerden kurtulduk arabalarımız oldu bankada bazen para oldu
92 de hiçbir banka yüzümüze bakmazken
bugünkünden daha çok karşılığı olmayan borçlarımız vardı. Şimdi karşılığı olan
borçlar var hayatımız da ama paylaşılacak kuru ekmek gülücükleri kayboldu.
Tabi bu akıp giden yıllar maddi
kazançları saymazsak hayatın en büyük nimetlerini verdi kızımız ve oğlumuz
onlar sevgimiz onlar başardığımızın somut kanıtları idi
Tabi senin ablası olarak benimsediğin
benim ilk evladımın kaybı çok büyük bir ders oldu hayatta bize. O günden sonra
hayata bakış açım biraz daha farklılaştı paraya verdiğim önemsizlik bir kat daha
artı bir hiçbir önem arz etmiyordu benim için. Sadece çocuklarım için kazanmak
zorunda olduğum bir külfet ten ibaretti hayatımdaki yeri
Senin için aynı duygular geçerli
değildi. Sana hak veriyorum artık evet bu dünyada paran varsa şık giyinir şık
ortamlara katılırsın ve zamanla bu zenginlik olarak gözüken şartlar ortamlar
yaşam felsefen olur
Hâlbuki yıllar önce de çıplak aç açık
değildik kimseye kendimizi beğendirmek gibi bir amacımızda yoktu
O zamanlarda gezerdik denizde
çadırlar kurardık fuara gider fuar tezgâhlarından alış verişler yapar son
paramızla sevdiklerimize hediyeler alır mutlu mesut ama parasız dönerdik
evimize. Ne zor şey kendini bulmaya çalışmak değil mi?
Devamını bekleyin…….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder